19 Nisan 2021 Pazartesi

DONBASS - SAVAŞTA 7 YIL

Putin, Donbass’da işgali başlatmasının yedinci yıldönümünde bölgede suları yeniden ısıtmaya karar verdi.  Rusya bir yandan Ukrayna’nın doğusuna ve Kırım’a askeri durmaksızın yığınak yaparken diğer yandan da geleneksel tehdit ve propaganda diliyle Kiev’e gözdağı dozunu arttırdı. Donbass’daki temas hattında Ukrayna askerlerinin ölüm haberleri artarken Putin’in niyetinin savaşı yeniden hortlatmak mı, yoksa blöf mü olduğu, gerilimin Ukrayna’dan mı, yoksa Rusya’dan mı kaynaklandığı gibi sorular  dünya gündeminin en çok konuşulan konuları arasına girdi.  

Peki, aslında konunun odağındaki bölgede, Ukrayna’nın doğusunda neler oluyor?  Donetsk ve Luhansk vilayetlerinin Rusya işgali altındaki kısımlarında yaşam nasıl? Orada da bir “savaş hazırlığı” durumu var mı?

Bu sorulara cevap aramadan önce Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaların 7 yıllık tarihine kısaca göz atmakta fayda var.

SAVAŞ NASIL BAŞLADI?

Rusya, Ukrayna’nın doğusundaki işgal girişimini Kırım’ın işgalinden kısa süre sonra başlattı. Daha Kırım’ın işgali sürerken Ukrayna’nın güney ve doğusundaki birkaç kentte yerel yönetimlerin işgali girişimi yaşandı. Rusya, Transdinyester’den, Belgorod’dan ve Rostov’dan Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Harkov, Odessa kentlerine otobüslerle “turistler” taşıyarak yönetim aleyhinde mitingler düzenlemeye, yönetim binalarını işgal ederek Rusya bayrakları asmaya başladı. Aynen Akyar’da olduğu gibi, Ukrayna’nın doğusunda da Rusya yanlısı “protestocular” kentlerin yönetimlerini değiştirme girişimlerinde bulundu. Ukrayna’nın federalizasyonu ve Rusça’nın devlet dili olarak tanınması gibi talepler seslendirildi.  Ukrayna’nın bütünlüğünü destekleyen aktivistlerin bu gösterilere karşı çıkmasıyla  birlikte sokak çatışmaları yaşandı; ayrılıkçılardan bazıları gözaltına alındı.

Martın ortalarına doğru, durumun kontrol altına alındığı görüntüsü vardı. Ancak  nisan başında daha önce Kırım’ın işgalinde yer alan Rusya askeri birliklerinin Ukrayna’nın güney ve doğusuna doğu hareket ettiği haberleri gelmeye başladı. 6 Nisan’da Donetsk ve Harkov valilik binaları Rusya destekli ayrılıkçılar tarafından işgal edildi ve sözde “Donetsk Halk Cumhuriyeti” ve “Harkov Halk Cumhuriyeti” ilan edildi. Luhansk’ta ise ayrılıkçılar Güvenlik Servisi binasını ve silah ambarını işgal etti, sözde “Güneydoğu Ordusu Birleşik Karargahı” adından Ukrayna yönetimine ültimatom verildi. Slavyansk ve Kramatorsk, Liman, Svyatogorsk, Drujovka gibi yerleşim birimleri işgal edildi.  İşgal edilen yerleşim birimlerini kontrol eden ayrılıkçıların başında Rus “GRU” subayları vardı. 

Ukrayna yönetimi, Donetsk ve Luhansk hariç, diğer bölgelerde durumu kontrol altına alabildi. Nikolayev ve Harkov vilayet binalarındaki ayrılıkçılar zararsızlaştırıldı, bir kısmı gözaltına alındı, bir kısmı Rusya’ya kaçtı.

Ayrılıkçılar ilk başta kah federalizasyon, kah Rusya’ya bağlanma, kah bağımsızlık talebinde bulunurken 14 Nisan’da Ukrayna  Cumhurbaşkanı Vekili Oleksandr Turçinov ülkenin doğusunda antiterör operasyonlarının başlatılması için emir verdi. 5 istikamette antiterör operasyonları başlatıldı.

27 Nisan’da Luhansk’ta da sözde “halk cumhuriyeti” ilan edildi. Ay sonuna kadar Rusya destekli ayrılıkçılar Luhansk kent merkezinin tamamını ve Alçevsk, Doljansk, Sverdlovsk, Hrustalnıy, Krasnıy Luç kentlerini işgal etti.

Mayıs başında Kremlin  Odessa’da “Rusya yanlılarının yakılması” propagandasını uygulamaya koydu. 2 Mayıs’ta Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna’nın bütünlüğünü isteyenler arasında arbede yaşandı ve onlarca insan hayatını kaybetti.  Bu olayın ardından Ukrayna’nın güney ve doğu kentlerinde Rusya yanlılarının gösterileri azaldı, ancak Rusya, uzun süre Odessa olaylarını Donbass’daki ayrılıkçıları mobilize etmek için kullandı. Sınırdan Donbass’ın içerilerine Rus istihbarat uzmanları ve silahlar taşınırken Ukrayna’da ise Yanukoviç döneminde içi boşaltılmış profesyonel ordunun yerini gönüllü taburları almaya başladı.

11 Mayıs’ta Donetsk ve Luhansk’ın işgal altındaki kısımlarında sözde “referandum” düzenlendi. 24 Mayıs’ta sözde Donetsk ve Luhansk “halk cumhuriyetleri” “Novorossiya” konfederasyonu adı altında birleştiklerini ilan ettiler.

25 Mayıs’ta Ukrayna’da Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve bu seçimden Petro Poroşenko galip çıktı. 26 Mayıs’ta ise Ukrayna silahlı güçleri ayrılıkçılarla Rus paralı askerlerini Donetsk havalimanından çıkarttı.

Poroşenko yönetiminin antiterör operasyonlarını arttırma kararıyla birlikte Ukrayna ordusu, haziran ayı içerisinde Krasnıy Liman, Mariupol, Sçastye kentlerini işgalden kurtardı, ayrılıkçıların en güçlü noktalarından Slavyansk’ı  ablukaya aldı, Donetsk ve Luhansk havalimanlarında güçlendi.  Rusya yanlısı ayrılıkçılar ise Çistyakovo ve Şahtyorsk kentlerini işgal etti.

Ukrayna’nın doğusundaki savaşın ilk aşaması Eylül 2014’e kadar sürdü. Özellikle temmuz-ağustos aylarını “en kanlı aşama” olarak değerlendirmek mümkün. Eylül’de Avrupa’nın da devreye girmesiyle ilk Minsk protokolleri imzalandı.  Ancak daha imzalandığı günden tartışmaları da beraberinde getiren Minsk protokolleri savaşı durduramadı. Kasım sonunda çatışmalar yeniden alevlendi. Donbass’da oluşmuş tüm temas hattı boyunca kanlı çatışmalar başladı ve bu çatışmalar sonucu 21 Ocak 2015’te Ukrayna ordusu Donetsk havalimanını terketmek zorunda kaldı.  Rusya destekli ayrılıkçılar, Debaltseve, Mariupol yönünde saldırılara başladı.  Çatışmalar sürerken 12 Şubat 2015’te Minsk-2 anlaşması imzalandı. Ancak bu da Rusya’nın saldırılarını durdurmadı. Saldırılara yalnız 18 Şubat’ta Ukrayna Antiterör güçlerinin Debaltseve’den çıkmasıyla ara verildi.  

Ukrayna’nın doğusundaki savaş o tarihten itibaren yeni bir aşamaya girdi -  büyük operasyonlar yerini küçük çaplı, ancak sistematik çatışmalara verdi, sık sık ihlal edilmekle birlikte 10’dan fazla ateşkes anlaşması imzalandı.

2019’da Ukrayna’da Vladimir Zelenskiy’nin iktidara gelmesiyle birlikte Donbass krizinin çözümüne ilişkin oldukça iyimser tahminler dillendirilmeye başladı.  Bu tahminleri Rusya ile Ukrayna devlet başkanları arasındaki telefon görüşmeleri, esir değişimleri, “Stanmaier formülü”nün kabul edilebilirliğine ilişkin açıklamalar ve nihayet Normandiya Dörtlüsü zirvesi takip etti.  Ancak bu “barış sinyalleri” çok uzun sürmedi, Donbass’da yine kriz patlak verdi. En son 22 Temmuz’da “üçtaraflı komite” yeni bir ateşkes anlaşması imzaladı.

Bu, Ukrayna’nın güneydoğusundaki savaş tarihinin en uzun süreli ateşkes anlaşmasıydı ve 7 yıllık süre içerisindeki ilk kayıpsız ve çatışmaların az olduğu bir dönemdi. Ancak 2021’in şubat ayından itibaren 6 aylık sakinlik yerini yine çatışmalara bıraktı.

BM İnsan Hakları Komiserliği'nin açıkladığı rakamlara göre, 14 Nisan 2014'ten Şubat 2021'e kadar Donbass'daki çatışmalardan 42 ila 44 bin insan zarar gördü. Savaş sonucunda 13 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bunlardan 3 bin 375’i sivil, 4 bin 150’si Ukrayna askeri, 5 bin 700’ü ise Rusya yanlısı ayrılıkçılardır. Rusya tarafından olan kayıplar ise bu rakamlara dahil değil. Zira, basında zaman zaman yer alan haberlere ve isimsiz asker mezarlarının görüntülerine rağmen Rusya, Ukrayna’nın doğusunda askerinin ve de dolayısıyla kayıplarının olduğunu inkar ediyor.

 SAVAŞ HATTI

Peki, bütün bu yaşananların Ukrayna’nın doğusunda Rusya’nın oluşturduğu kontrolsüz bölgedeki yansımaları nedir? Donbass’ın işgal altındaki bölgelerinde nasıl bir yaşam söz konusu?

Donetsk ve Luhansk’ta 2014’ten itibaren çatışmaların yaşandığı bölge Ukrayna yasalarına göre “antiterör operasyonları arazisi” olarak tanımlanıyor. Yaklaşık 40 bin kilometre karelik bu alan üç kısma ayrılıyor. Birinci kısım Ukrayna’nın kontrolünde olan topraklar, ikinci kısım geçici işgal altında olan, Rusya destekli ayrılıkçıların kontrolündeki bölge, üçüncü kısım ise temas hattı ve “gri bölge” olarak tanımlanıyor.

2014’te Rusya destekli ayrılıkçıların işgal ettiği yerleşim birimlerinin bir kısmının geri alınmasıyla birlikte Ukrayna Donetsk ve Luhansk’ın büyük bölümünü kontol ediyor. Ukrayna’nın kontrol ettiği alanda yaklaşık 2,6 milyon insan yaşıyor. Ancak Donetsk ve Luhansk şehir merkezleri Rusya destekçilerinin kontrolü altında. Bu nedenle Donetsk vilayetinin merkez kurumları Kramatorsk kentinde, Luhansk’ın merkezi kurumları ise Severodonetsk’te bulunuyor. Ukrayna’nın kontrolü altındaki yerleşim birimlerinde yerel yönetimlerin fonksiyonlarını parlamento kararıyla geçici olarak “Askeri sivil idareler” yerine getiriyor. Bu idareler temas hattında bulunuyor ve askerlerin yönetiminde. Ukrayna’nın kontrolü altındaki bölgelere insani yardımlar ise uluslararası kuruluşlar aracılığıyla ulaştırılıyor.

Rusya destekli ayrılıkçılar Donbass bölgesinde 15 bin kilometre karelik alanı kontrol altında tutuyor. Bu, Donetsk ve Luhansk vilayetlerinin yüzde 30’nu, Ukrayna topraklarının ise yüzde 2,5’ini oluşturuyor. Donetsk ve Luhansk’ın 46 kenti işgalcilerin elinde ve bu yerleşim birimlerinde farklı rakamlara göre 3 milyondan fazla insan yaşıyor.  

Ukrayna Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre, Donbass’ın geçici işgal altındaki bölgelerindeki evlerini terkeden insan sayısı 1,75 milyon civarında. Ukrayna zorunlu göç eden nüfus sayısına göre  Suriye, Yemen ve Irak’tan sonra dünyada dördüncü sırada. Evlerini zorunlu olarak terkedenlerin yaklaşık yarısı Donetsk ve Luhansk’ın işgal altında olmayan bölgelerinde yerleşmiş. Bir kısmı ie Harkov, Zaporojye vilayetlerinde ve Kiev’de.

Minsk protokolleri işgal altındaki bölgeyi “Donetsk ve Luhansk vilayetlerinin ayrı bölgeleri”, Ukrayna yasası ise “geçici işgal altındaki bölge” olarak tanımlıyor. Her ne kadar kendilerini “bağımsız” ilan etseler de, sözde Donetsk ve Luhansk “halk cumhuriyetleri”ni Rusya bile resmen tanımıyor. Minsk anlaşmalarında ise sözde “cumhuriyetlerin” liderlerinin sadece isimleri geçiyor – görev tanımı yok. Dolayısıyla, de fakto taraf olarak kabul edilseler dahi, hukuken hiçbir statüleri yok, Ukrayna yasalarına göre ise terör örgütü konumundalar.

Sözde “cumhuriyetler”le Ukrayna arasındaki “sınır” Minsk protokolleri ile tanımlanıyor. “Gri bölge” adlanan bu alanda hiçbir tarafın askerinin ve silahının olmaması gerekiyor – ancak zaman zaman bu “kural” çiğneniyor. İki taraf arasında iletişim “Giriş çıkış kontrol noktaları” üzerinden sağlanıyor.  Donbass arazisinin tamamında 7 kontrol noktası bulunuyor, ancak ayrılıkçılar koronavirüs bahanesiyle şu an 6 kontrol noktasını kapatmış. Ayrılıkçıların kontrol ettiği bölgedeki insanlar Ukrayna’nın diğer kısımlarına sadece Novotroitsk üzerinden geçebiliyor.

Ukrayna insan hakları kuruluşları, Rusya’nın işgal altındaki bölgede izolasyonu güçlendirmek için yeni düzenleme hazırlığı içerisinde olduğunu bildiriyor. Buna göre, ayrılıkçı “cumhuriyetler”de Ukrayna’ya gidişlerin özel izne bağlanmasını öngören yeni kurallar hazırlanıyor. Bu iznin 18 yaşından büyük vatandaşlara, sadece 6 aylık süreyle 15 gün içerisinde verilmesi planlanıyor. Ukrayna’dan gelenler zaten uzun süredir böyle izne tabi tutuluyor.  Yani Ukrayna ile işgal altındaki bölgeler arasında bir nevi vize rejimi oluşturulmaya çalışılıyor.

Sözde “cumhuriyetler”in yönetimlerini tamamen Rusya belirliyor. Atamalar, rotasyonlar, askeri ve insani destek de Moskova’nın kontrolünde gerçekleştiriliyor.

Ayrılıkçıların kontrolü altındaki bölgelerde sokağa çıkma yasağı ve sansür uygulanıyor, Rusya televizyonları izleniyor. Uluslararası raporlara göre, insan kaçırma, rehin alma, terör eylemleri, azınlıklara baskılar, insanların serbest hareketinin sınırlanması gibi durumlar norm halini almış.

Bölgeyi 7 yıldır çok yakından takip eden Rus “Novaya Gazeta” muhabiri Pavel Kanıgin, sözde cumhuriyetlerin yerel yönetimlerinin askeri birliklerin komutasından tamamen uzaklaştırıldığını söylüyor. Meduza.info’ya röportajında Kanıgin sözde “cumhuriyetler”deki durumu şu sözlerle açıklıyor: “Sözde Donetesk Halk Cumhuriyeti’nin eski başkanı Aleksandr Zaharçenko’nun öldrülmesinin ardından buradaki yerli “Savunma Bakanlığı” tamamen feshedildi. “Cumhuriyet”in askeri konularıyla tamamen Rusya’dan gelen askeri danışmanlardan oluşan Birinci ve İkinci Kolordular ilgileniyor… Mevcut yasal boşluk ortamında bu bölge tamamen Rusya’ya bağımlı durumda. Bu sözde cumhuriyetlerin yönetimleri ise Rusya’nın her hangi bir bölgesinin yönetimlerinden daha fazla Moskova’ya bağımlı”.

Rusya sadece askeri konuları değil, işgal altındaki bölgenin ekonomisini de kontrol altında tutuyor: “Bu bölgeler Rusya sübvansiyonlarıyla yaşıyor. Tüm sosyal ödemeler Ruble ile yapılıyor. Büyük işletmelerin çoğunluğu faaliyetini durdurmuş, bu nedenle kamu istihdamın en istikrarlı ve paralı sektörü olarak görülüyor. Pandemiye kadar insanlar emekli maaşlarını almak ve daha ucuza alışveriş için Ukrayna’nın kontrolü altındaki bölgelere gidebiliyorlardı. Ancak pandeminin başlamasıyla birlikte bu gidişler de yasaklandı. Oysa ki Rusya ile gidiş gelişler yasaklanmış değil – sözde cumhuriyetlerde yaşayanlar kendi kaydını göstererek rahatça Rostov’a gidebiliyor”.

Kanıgin, Donbass ve Luhansk’ın Ukrayna’nın kontrolünde olan kısmında insanların daha rahat yaşadığını söylüyor: “Orada mahkemeler, polis çalışıyor, sert sokağa çıkma rejimi yok, refah düzeyi daha iyi. Kiev biraz da bunu bilerek yapıyor – Donbass’ın Ukrayna’nın kontrolü altındaki kısmını cazibe merkezine çevirmeye çalışıyor. Ukrayna halen sözde cumhuriyetlerde yaşayanlara emekli maaşlarını ve diğer sosyal ödemeleri yapıyor. Ancak bu ödemeleri almak için o insanların Ukrayna’nın kontrolü altındaki araziye geçmesi gerekiyor. Pandemiye kadar bu kolaydı, ama ayrılıkçılar şimdi bunu dondurmuş durumdalar, sözde cumhuriyetlerin arazisinde bu parayı çekmek ise mümkün değil – çünkü Ukrayna bankaları çalışmıyor.  Bunun için ya bir şekilde Ukrayna tarafına geçmeye çalışıyorlar, ya da yüzde 10-12 komisyon alan yerel firmaların hizmetlerinden yararlanıyorlar”.

Peki ayrılıkçıların kontrolü altında yaşayan insanlardan Ukrayna’ya dönmek isteyen var mı? Pavel Kanıgin, bunu net söylemenin mümkün olmadığını belirtiyor: “Orada kendi görüşünü veya memnuniyetsizliğini açık şekilde ifade etmek çok tehlikelidir. İnternetteki her hangi eleştirel görüşten, yorumdan, yazıdan dolayı cezaevine girebilirler. Ukrana’ya dönmenin doğru olabileceğine ilişkin her hangi bir fikir ise “devlete ihanet”le yargılanma sebebi olabilir.

Rusya, bu yılın ocak ayına kadar Donbass’da 400 binden fazla Ukrayna vatandaşına Rusya pasaportu dağıtmış. Özellikle Putin’in 2019’da imzaladığı vatandaşlığın kolaylaştırılmasına ilişkin kararnameden sonra Donbass’da pasaport dağıtımı hızlanmış. Bu, Rusya’nın eski Sovyet mekanında işgal öncesi gerçekleştirdiği en büyük taktiklerden. Transdinyester’de, Güney Osetya’da ve Abhazya’da olduğu gibi…

 

 

3 yorum:

  1. Gönül Hanım verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Yazılarınınızın devamını merak ile bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Teşekküler Gönül hanım. Konuyu birazda orta vadede beklenenler açısından yorumlayarak anlattırsanız. Bölgenin her iki taraf için ekonomik ve sosyal önemi açısından.

    YanıtlaSil
  3. Paylaşım için teşekkür ederim. Kırım üzerine fransa'da tez yazmaktayım. Fazlasıyla yardımcı oldunuz.

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara