Putin, Donbass’da işgali başlatmasının yedinci yıldönümünde
bölgede suları yeniden ısıtmaya karar verdi. Rusya bir yandan Ukrayna’nın doğusuna ve Kırım’a
askeri durmaksızın yığınak yaparken diğer yandan da geleneksel tehdit ve
propaganda diliyle Kiev’e gözdağı dozunu arttırdı. Donbass’daki temas hattında Ukrayna
askerlerinin ölüm haberleri artarken Putin’in niyetinin savaşı yeniden
hortlatmak mı, yoksa blöf mü olduğu, gerilimin Ukrayna’dan mı, yoksa Rusya’dan
mı kaynaklandığı gibi sorular dünya
gündeminin en çok konuşulan konuları arasına girdi.
Peki, aslında konunun odağındaki bölgede, Ukrayna’nın doğusunda neler oluyor? Donetsk ve Luhansk vilayetlerinin Rusya işgali altındaki kısımlarında yaşam nasıl? Orada da bir “savaş hazırlığı” durumu var mı?
Bu sorulara cevap aramadan önce Ukrayna’nın doğusundaki
çatışmaların 7 yıllık tarihine kısaca göz atmakta fayda var.
SAVAŞ NASIL BAŞLADI?
Rusya, Ukrayna’nın doğusundaki işgal girişimini Kırım’ın
işgalinden kısa süre sonra başlattı. Daha Kırım’ın işgali sürerken Ukrayna’nın
güney ve doğusundaki birkaç kentte yerel yönetimlerin işgali girişimi yaşandı.
Rusya, Transdinyester’den, Belgorod’dan ve Rostov’dan Ukrayna’nın Donetsk,
Luhansk, Harkov, Odessa kentlerine otobüslerle “turistler” taşıyarak yönetim
aleyhinde mitingler düzenlemeye, yönetim binalarını işgal ederek Rusya
bayrakları asmaya başladı. Aynen Akyar’da olduğu gibi, Ukrayna’nın doğusunda da
Rusya yanlısı “protestocular” kentlerin yönetimlerini değiştirme girişimlerinde
bulundu. Ukrayna’nın federalizasyonu ve Rusça’nın devlet dili olarak tanınması
gibi talepler seslendirildi. Ukrayna’nın
bütünlüğünü destekleyen aktivistlerin bu gösterilere karşı çıkmasıyla birlikte sokak çatışmaları yaşandı;
ayrılıkçılardan bazıları gözaltına alındı.
Martın ortalarına doğru, durumun kontrol altına alındığı
görüntüsü vardı. Ancak nisan başında daha
önce Kırım’ın işgalinde yer alan Rusya askeri birliklerinin Ukrayna’nın güney
ve doğusuna doğu hareket ettiği haberleri gelmeye başladı. 6 Nisan’da Donetsk
ve Harkov valilik binaları Rusya destekli ayrılıkçılar tarafından işgal edildi
ve sözde “Donetsk Halk Cumhuriyeti” ve “Harkov Halk Cumhuriyeti” ilan edildi. Luhansk’ta
ise ayrılıkçılar Güvenlik Servisi binasını ve silah ambarını işgal etti, sözde “Güneydoğu
Ordusu Birleşik Karargahı” adından Ukrayna yönetimine ültimatom verildi. Slavyansk
ve Kramatorsk, Liman, Svyatogorsk, Drujovka gibi yerleşim birimleri işgal
edildi. İşgal edilen yerleşim
birimlerini kontrol eden ayrılıkçıların başında Rus “GRU” subayları vardı.
Ukrayna yönetimi, Donetsk ve Luhansk hariç, diğer bölgelerde
durumu kontrol altına alabildi. Nikolayev ve Harkov vilayet binalarındaki
ayrılıkçılar zararsızlaştırıldı, bir kısmı gözaltına alındı, bir kısmı Rusya’ya
kaçtı.
Ayrılıkçılar ilk başta kah federalizasyon, kah Rusya’ya
bağlanma, kah bağımsızlık talebinde bulunurken 14 Nisan’da Ukrayna Cumhurbaşkanı Vekili Oleksandr Turçinov
ülkenin doğusunda antiterör operasyonlarının başlatılması için emir verdi. 5
istikamette antiterör operasyonları başlatıldı.
27 Nisan’da Luhansk’ta da sözde “halk cumhuriyeti” ilan
edildi. Ay sonuna kadar Rusya destekli ayrılıkçılar Luhansk kent merkezinin
tamamını ve Alçevsk, Doljansk, Sverdlovsk, Hrustalnıy, Krasnıy Luç kentlerini
işgal etti.
Mayıs başında Kremlin
Odessa’da “Rusya yanlılarının yakılması” propagandasını uygulamaya
koydu. 2 Mayıs’ta Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna’nın bütünlüğünü
isteyenler arasında arbede yaşandı ve onlarca insan hayatını kaybetti. Bu olayın ardından Ukrayna’nın güney ve doğu
kentlerinde Rusya yanlılarının gösterileri azaldı, ancak Rusya, uzun süre
Odessa olaylarını Donbass’daki ayrılıkçıları mobilize etmek için kullandı. Sınırdan
Donbass’ın içerilerine Rus istihbarat uzmanları ve silahlar taşınırken Ukrayna’da
ise Yanukoviç döneminde içi boşaltılmış profesyonel ordunun yerini gönüllü
taburları almaya başladı.
11 Mayıs’ta Donetsk ve Luhansk’ın işgal altındaki
kısımlarında sözde “referandum” düzenlendi. 24 Mayıs’ta sözde Donetsk ve
Luhansk “halk cumhuriyetleri” “Novorossiya” konfederasyonu adı altında
birleştiklerini ilan ettiler.
25 Mayıs’ta Ukrayna’da Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve bu
seçimden Petro Poroşenko galip çıktı. 26 Mayıs’ta ise Ukrayna silahlı güçleri ayrılıkçılarla
Rus paralı askerlerini Donetsk havalimanından çıkarttı.
Poroşenko yönetiminin antiterör operasyonlarını arttırma
kararıyla birlikte Ukrayna ordusu, haziran ayı içerisinde Krasnıy Liman,
Mariupol, Sçastye kentlerini işgalden kurtardı, ayrılıkçıların en güçlü noktalarından
Slavyansk’ı ablukaya aldı, Donetsk ve
Luhansk havalimanlarında güçlendi. Rusya
yanlısı ayrılıkçılar ise Çistyakovo ve Şahtyorsk kentlerini işgal etti.
Ukrayna’nın doğusundaki savaşın ilk aşaması Eylül 2014’e
kadar sürdü. Özellikle temmuz-ağustos aylarını “en kanlı aşama” olarak
değerlendirmek mümkün. Eylül’de Avrupa’nın da devreye girmesiyle ilk Minsk
protokolleri imzalandı. Ancak daha
imzalandığı günden tartışmaları da beraberinde getiren Minsk protokolleri
savaşı durduramadı. Kasım sonunda çatışmalar yeniden alevlendi. Donbass’da
oluşmuş tüm temas hattı boyunca kanlı çatışmalar başladı ve bu çatışmalar sonucu
21 Ocak 2015’te Ukrayna ordusu Donetsk havalimanını terketmek zorunda kaldı. Rusya destekli ayrılıkçılar, Debaltseve,
Mariupol yönünde saldırılara başladı. Çatışmalar
sürerken 12 Şubat 2015’te Minsk-2 anlaşması imzalandı. Ancak bu da Rusya’nın
saldırılarını durdurmadı. Saldırılara yalnız 18 Şubat’ta Ukrayna Antiterör
güçlerinin Debaltseve’den çıkmasıyla ara verildi.
Ukrayna’nın doğusundaki savaş o tarihten itibaren yeni bir
aşamaya girdi - büyük operasyonlar
yerini küçük çaplı, ancak sistematik çatışmalara verdi, sık sık ihlal edilmekle
birlikte 10’dan fazla ateşkes anlaşması imzalandı.
2019’da Ukrayna’da Vladimir Zelenskiy’nin iktidara
gelmesiyle birlikte Donbass krizinin çözümüne ilişkin oldukça iyimser tahminler
dillendirilmeye başladı. Bu tahminleri Rusya
ile Ukrayna devlet başkanları arasındaki telefon görüşmeleri, esir değişimleri,
“Stanmaier formülü”nün kabul edilebilirliğine ilişkin açıklamalar ve nihayet
Normandiya Dörtlüsü zirvesi takip etti. Ancak
bu “barış sinyalleri” çok uzun sürmedi, Donbass’da yine kriz patlak verdi. En
son 22 Temmuz’da “üçtaraflı komite” yeni bir ateşkes anlaşması imzaladı.
Bu, Ukrayna’nın güneydoğusundaki savaş tarihinin en uzun
süreli ateşkes anlaşmasıydı ve 7 yıllık süre içerisindeki ilk kayıpsız ve
çatışmaların az olduğu bir dönemdi. Ancak 2021’in şubat ayından itibaren 6
aylık sakinlik yerini yine çatışmalara bıraktı.
BM İnsan Hakları Komiserliği'nin açıkladığı rakamlara göre,
14 Nisan 2014'ten Şubat 2021'e kadar Donbass'daki çatışmalardan 42 ila 44 bin
insan zarar gördü. Savaş sonucunda 13 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Bunlardan 3 bin 375’i sivil, 4 bin 150’si Ukrayna askeri, 5 bin 700’ü ise Rusya
yanlısı ayrılıkçılardır. Rusya tarafından olan kayıplar ise bu rakamlara dahil
değil. Zira, basında zaman zaman yer alan haberlere ve isimsiz asker
mezarlarının görüntülerine rağmen Rusya, Ukrayna’nın doğusunda askerinin ve de
dolayısıyla kayıplarının olduğunu inkar ediyor.
Peki, bütün bu yaşananların Ukrayna’nın doğusunda Rusya’nın
oluşturduğu kontrolsüz bölgedeki yansımaları nedir? Donbass’ın işgal altındaki
bölgelerinde nasıl bir yaşam söz konusu?
Donetsk ve Luhansk’ta 2014’ten itibaren çatışmaların
yaşandığı bölge Ukrayna yasalarına göre “antiterör operasyonları arazisi”
olarak tanımlanıyor. Yaklaşık 40 bin kilometre karelik bu alan üç kısma
ayrılıyor. Birinci kısım Ukrayna’nın kontrolünde olan topraklar, ikinci kısım
geçici işgal altında olan, Rusya destekli ayrılıkçıların kontrolündeki bölge,
üçüncü kısım ise temas hattı ve “gri bölge” olarak tanımlanıyor.
2014’te Rusya destekli ayrılıkçıların işgal ettiği yerleşim
birimlerinin bir kısmının geri alınmasıyla birlikte Ukrayna Donetsk ve Luhansk’ın
büyük bölümünü kontol ediyor. Ukrayna’nın kontrol ettiği alanda yaklaşık 2,6
milyon insan yaşıyor. Ancak Donetsk ve Luhansk şehir merkezleri Rusya
destekçilerinin kontrolü altında. Bu nedenle Donetsk vilayetinin merkez
kurumları Kramatorsk kentinde, Luhansk’ın merkezi kurumları ise Severodonetsk’te
bulunuyor. Ukrayna’nın kontrolü altındaki yerleşim birimlerinde yerel
yönetimlerin fonksiyonlarını parlamento kararıyla geçici olarak “Askeri sivil
idareler” yerine getiriyor. Bu idareler temas hattında bulunuyor ve askerlerin
yönetiminde. Ukrayna’nın kontrolü altındaki bölgelere insani yardımlar ise
uluslararası kuruluşlar aracılığıyla ulaştırılıyor.
Rusya destekli ayrılıkçılar Donbass bölgesinde 15 bin
kilometre karelik alanı kontrol altında tutuyor. Bu, Donetsk ve Luhansk
vilayetlerinin yüzde 30’nu, Ukrayna topraklarının ise yüzde 2,5’ini
oluşturuyor. Donetsk ve Luhansk’ın 46 kenti işgalcilerin elinde ve bu yerleşim
birimlerinde farklı rakamlara göre 3 milyondan fazla insan yaşıyor.
Ukrayna Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre,
Donbass’ın geçici işgal altındaki bölgelerindeki evlerini terkeden insan sayısı
1,75 milyon civarında. Ukrayna zorunlu göç eden nüfus sayısına göre Suriye, Yemen ve Irak’tan sonra dünyada
dördüncü sırada. Evlerini zorunlu olarak terkedenlerin yaklaşık yarısı Donetsk
ve Luhansk’ın işgal altında olmayan bölgelerinde yerleşmiş. Bir kısmı ie
Harkov, Zaporojye vilayetlerinde ve Kiev’de.
Minsk protokolleri işgal altındaki bölgeyi “Donetsk ve
Luhansk vilayetlerinin ayrı bölgeleri”, Ukrayna yasası ise “geçici işgal altındaki
bölge” olarak tanımlıyor. Her ne kadar kendilerini “bağımsız” ilan etseler de,
sözde Donetsk ve Luhansk “halk cumhuriyetleri”ni Rusya bile resmen tanımıyor.
Minsk anlaşmalarında ise sözde “cumhuriyetlerin” liderlerinin sadece isimleri
geçiyor – görev tanımı yok. Dolayısıyla, de fakto taraf olarak kabul edilseler
dahi, hukuken hiçbir statüleri yok, Ukrayna yasalarına göre ise terör örgütü
konumundalar.
Sözde “cumhuriyetler”le Ukrayna arasındaki “sınır” Minsk
protokolleri ile tanımlanıyor. “Gri bölge” adlanan bu alanda hiçbir tarafın askerinin
ve silahının olmaması gerekiyor – ancak zaman zaman bu “kural” çiğneniyor. İki
taraf arasında iletişim “Giriş çıkış kontrol noktaları” üzerinden sağlanıyor. Donbass arazisinin tamamında 7 kontrol noktası
bulunuyor, ancak ayrılıkçılar koronavirüs bahanesiyle şu an 6 kontrol noktasını
kapatmış. Ayrılıkçıların kontrol ettiği bölgedeki insanlar Ukrayna’nın diğer
kısımlarına sadece Novotroitsk üzerinden geçebiliyor.
Ukrayna insan hakları kuruluşları, Rusya’nın işgal altındaki
bölgede izolasyonu güçlendirmek için yeni düzenleme hazırlığı içerisinde
olduğunu bildiriyor. Buna göre, ayrılıkçı “cumhuriyetler”de Ukrayna’ya
gidişlerin özel izne bağlanmasını öngören yeni kurallar hazırlanıyor. Bu iznin
18 yaşından büyük vatandaşlara, sadece 6 aylık süreyle 15 gün içerisinde verilmesi
planlanıyor. Ukrayna’dan gelenler zaten uzun süredir böyle izne tabi tutuluyor.
Yani Ukrayna ile işgal altındaki
bölgeler arasında bir nevi vize rejimi oluşturulmaya çalışılıyor.
Sözde “cumhuriyetler”in yönetimlerini tamamen Rusya
belirliyor. Atamalar, rotasyonlar, askeri ve insani destek de Moskova’nın
kontrolünde gerçekleştiriliyor.
Ayrılıkçıların kontrolü altındaki bölgelerde sokağa çıkma
yasağı ve sansür uygulanıyor, Rusya televizyonları izleniyor. Uluslararası
raporlara göre, insan kaçırma, rehin alma, terör eylemleri, azınlıklara
baskılar, insanların serbest hareketinin sınırlanması gibi durumlar norm halini
almış.
Bölgeyi 7 yıldır çok yakından takip eden Rus “Novaya Gazeta”
muhabiri Pavel Kanıgin, sözde cumhuriyetlerin yerel yönetimlerinin askeri
birliklerin komutasından tamamen uzaklaştırıldığını söylüyor. Meduza.info’ya
röportajında Kanıgin sözde “cumhuriyetler”deki durumu şu sözlerle açıklıyor: “Sözde
Donetesk Halk Cumhuriyeti’nin eski başkanı Aleksandr Zaharçenko’nun öldrülmesinin
ardından buradaki yerli “Savunma Bakanlığı” tamamen feshedildi. “Cumhuriyet”in
askeri konularıyla tamamen Rusya’dan gelen askeri danışmanlardan oluşan Birinci ve İkinci Kolordular
ilgileniyor… Mevcut yasal boşluk ortamında bu bölge tamamen Rusya’ya bağımlı
durumda. Bu sözde cumhuriyetlerin yönetimleri ise Rusya’nın her hangi bir
bölgesinin yönetimlerinden daha fazla Moskova’ya bağımlı”.
Rusya sadece askeri konuları değil, işgal altındaki bölgenin
ekonomisini de kontrol altında tutuyor: “Bu bölgeler Rusya sübvansiyonlarıyla
yaşıyor. Tüm sosyal ödemeler Ruble ile yapılıyor. Büyük işletmelerin çoğunluğu
faaliyetini durdurmuş, bu nedenle kamu istihdamın en istikrarlı ve paralı
sektörü olarak görülüyor. Pandemiye kadar insanlar emekli maaşlarını almak ve
daha ucuza alışveriş için Ukrayna’nın kontrolü altındaki bölgelere
gidebiliyorlardı. Ancak pandeminin başlamasıyla birlikte bu gidişler de
yasaklandı. Oysa ki Rusya ile gidiş gelişler yasaklanmış değil – sözde cumhuriyetlerde
yaşayanlar kendi kaydını göstererek rahatça Rostov’a gidebiliyor”.
Kanıgin, Donbass ve Luhansk’ın Ukrayna’nın kontrolünde olan
kısmında insanların daha rahat yaşadığını söylüyor: “Orada mahkemeler, polis
çalışıyor, sert sokağa çıkma rejimi yok, refah düzeyi daha iyi. Kiev biraz da
bunu bilerek yapıyor – Donbass’ın Ukrayna’nın kontrolü altındaki kısmını cazibe
merkezine çevirmeye çalışıyor. Ukrayna halen sözde cumhuriyetlerde yaşayanlara
emekli maaşlarını ve diğer sosyal ödemeleri yapıyor. Ancak bu ödemeleri almak için
o insanların Ukrayna’nın kontrolü altındaki araziye geçmesi gerekiyor.
Pandemiye kadar bu kolaydı, ama ayrılıkçılar şimdi bunu dondurmuş durumdalar,
sözde cumhuriyetlerin arazisinde bu parayı çekmek ise mümkün değil – çünkü Ukrayna
bankaları çalışmıyor. Bunun için ya bir
şekilde Ukrayna tarafına geçmeye çalışıyorlar, ya da yüzde 10-12 komisyon alan
yerel firmaların hizmetlerinden yararlanıyorlar”.
Peki ayrılıkçıların kontrolü altında yaşayan insanlardan
Ukrayna’ya dönmek isteyen var mı? Pavel Kanıgin, bunu net söylemenin mümkün
olmadığını belirtiyor: “Orada kendi görüşünü veya memnuniyetsizliğini açık
şekilde ifade etmek çok tehlikelidir. İnternetteki her hangi eleştirel
görüşten, yorumdan, yazıdan dolayı cezaevine girebilirler. Ukrana’ya dönmenin
doğru olabileceğine ilişkin her hangi bir fikir ise “devlete ihanet”le
yargılanma sebebi olabilir.
Rusya, bu yılın ocak ayına kadar Donbass’da 400 binden fazla
Ukrayna vatandaşına Rusya pasaportu dağıtmış. Özellikle Putin’in 2019’da
imzaladığı vatandaşlığın kolaylaştırılmasına ilişkin kararnameden sonra Donbass’da
pasaport dağıtımı hızlanmış. Bu, Rusya’nın eski Sovyet mekanında işgal öncesi
gerçekleştirdiği en büyük taktiklerden. Transdinyester’de, Güney Osetya’da ve
Abhazya’da olduğu gibi…
Gönül Hanım verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Yazılarınınızın devamını merak ile bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekküler Gönül hanım. Konuyu birazda orta vadede beklenenler açısından yorumlayarak anlattırsanız. Bölgenin her iki taraf için ekonomik ve sosyal önemi açısından.
YanıtlaSilPaylaşım için teşekkür ederim. Kırım üzerine fransa'da tez yazmaktayım. Fazlasıyla yardımcı oldunuz.
YanıtlaSil