27 Ağustos 2014 Çarşamba

Minsk'ten ne çıktı?

Beklenen Minsk görüşmesi gerçekleşti. Gümrük Birliği liderleri, Avrupa Birliği komiserleri ve bu iki ittifakın paylaşamadığı Ukrayna’nın Cumhurbaşkanı Belarus başkentinde her karesi ilgiyle izlenen zirvede bir araya geldiler.







Poroşenko gergin, Putin rahatsız
Önce Devlet Başkanlarının yüz ifadeleri konuştu. AB Dış İlişkiler Komiseri Catherine Ashton’la gayet samimi şekilde selamlaşan  Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le tokalaştığı sıradaki yüz ifadesini yansıtan görüntüler dün gün boyu dünya medyasında en çok paylaşılanlar arasına girdi.  Ukrayna Cumhurbaşkanının, gülümseyerek kendisine el uzatan Putin’e nefret dolu bakışları dün sosyal medyada en çok konuşulan konular arasındaydı. Aslında hem Putin’in, hem Poroşenko’nun fotoğraf karelerine yansıyan görüntüleri iki liderin de aynı ortamda bulunmaktan hoşnut olmadıklarını gözler önüne seriyordu. Poroşenko gergin, Putin rahatsızdı…
Belarus tarafı bütün bunları dikkate almış olmalı ki, yuvarlak masadaki oturma düzeninde Putin başkanlığındaki Rusya heyeti Lukaşenko ile Nazarbayev’in arasında otururken, Poroşenko da karşıda – AB temsilcilerinin arasında yerini aldı.
Batka memnun
Zirvede bulunduğu ortamdan memnun görünen tek kişi ev sahibi – Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko idi.  Batının “Avrupa’nın son diktatörü” diye tabir ederek izole ettiği, yaptırımlar uyguladığı ve muhatap almadığı Lukaşenko, nam-ı diğer “Batka” önemli küresel sorunun çözüm noktasının kendi ülkesinde aranıyor olmasından memnun görünüyordu. kendisinin Avrupa’ya girişini yasaklayan Avrupalıları Minsk’te sıcak misafirperverlikle karşılarken görüşmenin mimarının kendisi olduğunu vurgulayarak da diplomatik başarısıyla övünüyordu: “Kiev’deki yemin töreninde Petro Poroşenko Gümrük Birliği’nin Ukrayna’ya yaptırım uygulaması konusunda acele edilmemesini ve üst düzey görüşme ayarlanmasını istedi. Ben ona söz verdim ve sözümü yerine getirdim”.
Nazarbayev kaygılı
Zirve başlamadan önce liderler arasında bazı temaslar gerçekleşti. Önce Lukaşenko, ardından Nazarbayev Poroşenko ile bir araya geldi. Kazakistan Cumhurbaşkanı,  sorunların çözümü için Putin’le Poroşenko’nun ikili görüşmesinin şart olduğunu söylerken yaptırım savaşına da son verilmesi gerektiğinin altını çizdi. İlk bakışta ikinci çağrı daha çok Rusya’ya destek mesajı içeriyordu, ancak Rusya ile AB arasında yaşanan yaptırım savaşından Moskova’nın Gümrük Birliği’ndeki ortakları olan Belarus ve Kazakistan’ın ekonomik olmasa dahi, siyaseten etkilendiğini göz önünde bulundurursak, Nazarbayev’in endişesini anlamak mümkün. Putin, müttefiklerinden kayıtsız-şartsız sadakat talep ediyor ve Kazakistan’la Belarus’un hem AB’ye, hem Ukrayna’ya yönelik yaptırımlarda kendisinin yanında yer almasını istiyor.  Lukaşenko ve Nazarbayev ise hem kendi ülkelerinin ekonomik ve siyasi çıkarlarını göz önünde bulundurarak, hem de Rusya-AB-Ukrayna geriliminden yararlanarak  “aracı” konumlarını güçlendirmek için manevralar yapıyor.
Gümrük Birliği’nde elma çatlağı
İşte bu manevralar nedeniyle dünkü toplantıda da Lukaşenko direkt, Nazarbayev dolaylı olarak Putin’den azar işitti. Putin, Avrupa Birliği’ne uygulanan gıda ambargosunun yeniden ihraç edilen ürünlerle delindiğini, Ukrayna’nın, AB ile ekonomik işbirliği anlaşmasını onaylamasının ardından Rusya ekonomisi için bu tehlikenin daha da artacağını söyledi.  Rus lider zirvede “Avrupa Birliği ülkelerinin ambargo uyguladığımız ürünleri Belarus üzerinden Rusya’ya giriyor. Burada etiket var. Üretilen ülke Belarus gösteriyor. Etiket kaldırılınca Polonya gözüküyor”  diyerek yanında getirdiği kanıtı – elma sertifikasının fotoğrafını Belarus Başbakanı’na, o da Lukaşenko’ya verdi. Lukaşenko ise cevap vermemeği tercih etti - sertifikayı katlayıp cebine koymakla yetindi.  Ukrayna’nın, AB ile ortaklığının ardından onlarca kat daha fazla ürünün bu şekilde Rusya’ya gönderilebileceğini belirten Putin, “Belarus yönetiminin bu tür olumsuz ve hukuksuz uygulamaları önlemek için çalıştığını biliyorum.  En azından bu konuda Belarus’la bir anlaşmamız var. Ukrayna ile bu da yok” diye konuştu.
Lizbon’dan Vladivostok’a
Ukrayna’daki çatışmaların ikinci planda kaldığı Minsk zirvesinin basına açık kısmındaki konuşmalarda yeni hiçbir şey yoktu. Putin, neredeyse Ukrayna’daki çatışmalara değinmeden konuşmasının tamamını zirvenin resmi programındaki konuya - Ukrayna-AB-Gümrük Birliği ilişkilerine ayırdı.
Rusya lideri, daha önceki tezlerini tekrarladı: Ukrayna-AB anlaşmasının Kiev’in Gümrük Birliği, öncelikle de Rusya ile işbirliğine zarar vereceğini söyledi, Ukrayna’nın Bağımsız Devletler Birliği ekonomi mekanındaki imtiyazlardan yoksun bırakılacağını ve bu nedenle ciddi kayıplar vereceğini söyledi.  AB standartlarına adaptasyonun  Ukrayna’ya 10 sene içerisinde 165 milyar Euro’ya mal olacağını vurgulayan Putin, Rusya ekonomisinin kaybının 100 milyar ruble olacağını bildirdi ve uzlaşmanın mümkün olmadığının mesajını verdi: “Gümrük Birliği ülkeleri artık cevap önlemleri konusunda uzlaşmaya vardı. Ukrayna’nın imtiyazları kaldırılacak. Kimseye ayrımcılık yapmak istemiyoruz,  Rusya ile AB arasındaki mevcut ticari rejim gibi sıradan rejim uygulanacak”. Rusya’nın birkaç kez Kiev’e ve AB’ye argümanlarını ilettiğini, ancak sözünü dinletemediğini kaydeden Putin,  Minsk görüşmesinin de duvarları yıkma çabası olduğunu bildirdi. Rus lider en “sürpriz” açıklamasını ise en sona bıraktı: “Biz AB ile daha sıkı işbirliği istiyoruz. Umarım, bugünkü görüşmeye katılanların hepsi stratejik hedefin - Lizbon’dan Vladivostok’a kadar uzayan ortak ekonomi mekanının oluşturulmasının taraftarıdır”.   
Üniter, demokratik Avrupa devleti…
Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko da bu konuda yeni bir şey söylemedi. Poroşenko, AB ile ortaklık anlaşmasının artık geri dönüşü olmayan konu olduğunun mesajını verdi. Bu anlaşmanın kimsenin çıkarlarına aykırı olmadığını, tam tersi, Gümrük Birliği de dahil, bütün ülkelerle işbirliği imkanlarını arttıracağını söyledi ve Putin’i  hipotetik hesaplar yapmak yerine bekleyip görmeye çağırdı. Zirveye katılan Ukraynalı yetkililer ise basına yaptıkları açıklamalarda AB ile ortaklık anlaşmasının bir harfinin bile değiştirilmesinin söz konusu olmadığını bildirdiler.
Poroşenko her ne kadar konuşmasının başında Minsk’te Avrupa’nın ve dünyanın kaderinin görüşüldüğünü söyleyerek suçlamalardan kaçınılması gerektiğini belirtse dahi, daha sonra  Rusya’ya tepkisini dile getirdi. Ukrayna da dahil bütün ülkelerin toprak bütünlüğüne saygının önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı “Biz kimseye bir şey empoze etmiyoruz ve kimsenin de bize bir şey empoze etmesini istemiyoruz. Ukrayna kendi yolunu seçti. Bu yol uniter, demokratik Avrupa devleti yoludur”.
Putin’e oyundan onurlu çıkma önerisi
“Bakın, nereye vardık, teröristler sivil uçak vuruyor” diye tepkisini dile getiren Poroşenko, Donbass’ın çatışmadan sonra yeniden yapılanması sırasında doğunun çıkarlarının dikkate alınacağını, ancak bunun için önce ayrılıkçılara silah ve mühimmat gönderilmesine son verilmesi gerektiğini söyledi. Ve ardından da bütün taraflara, aslında ise Putin’e bölgedeki çıkmazdan onurlu çıkmak için bütün olasılıkları tartışmaya hazır olduğunu bildirdi.
İlk kez baş-başa
Tam Minsk zirvesinin sonuçsuz tamamlandığına ilişkin yorumlar  yapılmaya başlarken akşam saatlerinde Poroşenko ile Putin’in bir araya geleceği açıklandı. Gazetecilerin alınmadığı görüşme geç saatlerde gerçekleşti, 2 saat sürdü.
Bu, Poroşenko ve Putin’in iki devlet başkanı olarak ilk görüşmesiydi.  Gerçi iki lider Haziran’da Fransa’da da bir arada bulunmuşlardı, ancak o zaman ikili temas gerçekleşmemişti.  İki lider, Fransa ve Almanya liderlerinin katılımıyla bir araya gelmiş, bu görüşme ise sadece 15 dakika sürmüştü. Putin, daha önce Poroşenko’nun elinin kana batmadığını, onunla görüşmenin mümkün olduğunu söylese dahi, cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Kiev’le görüşmelere kapıyı kapatmıştı.
Nihayet, dün gerçekleşen görüşmenin ardından hem Putin, hem de Poroşenko açıklama yaptı. Putin görüşmeyi pozitif değerlendirirken, Poroşenko’nun kapalı kapılar arkasındaki konulmalarıyla ilgili yorumu “zor ve ağır” oldu.
Putin: “Bizim işimiz değil”…
Rusya Devlet Başkanı, kendisinin ve ülkesinin Ukrayna’daki çatışmanın tarafı olmadığını ispatlama çizgisini dün de sürdürdü, ancak satır aralarında Donetsk ve Lugansk’ı Ukrayna’dan ayırarak pozisyonunda değişiklik olmadığının da mesajını verdi. Putin, Ukrayna’da çatışmaların durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirde olduklarını, ama ateşkes şartlarını konuşmadıklarını söyledi: “Açık söylemek gerekirse, biz ateşkesin veya Kiev’le Donetsk ve Lugansk arasındaki olası anlaşmanın şartlarını konuşamayız. Bu bizim işimiz değil, Ukrayna’nın iç işi. Biz yalnız çok önemli olan olası görüşme süreci için güven ortamı oluşturma noktasında bir şeyler yapabiliriz. Bunu konuştuk. Rusya bunu sağlamak için ne gerekiyorsa, yapacak. Ama biz her hangi şart öne sürmedik. Böyle bir hakkımız var. Bu, Ukrayna’nın kendi işi. Donetsk’in, Lugansk’ın işi…”
Poroşenko: “Silah göndermeyi durdurun…”
Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ise Putin’le iki ülkenin sınır ve ordu yetkililerinin iki ülke sınırıyla ilgili sorunları görüşmek için bir araya gelmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.  Rehinelerin serbest bırakılması, Rusya ile sınırın kapatılması ve Rusya’dan Ukrayna’ya silah-mühimmat gönderilmesine son verilmesi konusunda ısrarını sürdüren Poroşenko, Rusya’nın çatışmanın tarafı olduğunun da altını bir kez daha çizmiş oldu. Cumhurbaşkanı, yakın zamanda Ukrayna’da ateşin durması için yol haritası hazırlanacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı, Gümrük Birliği liderlerinin kendisinin daha önce sunduğu barış planının mantığını desteklediklerini bildirdi.  
Temas grubu yeniden toplanacak
Putin ve Poroşenko, Ukrayna’da barışçıl görüşmeler için temas grubunun en kısa sürede yeniden faaliyete geçmesi gerektiği konusunda da anlaştı. Rusya’nın Ukrayna Büyükelçisi Mihail Zurabov, Ukrayna’nın eski Cumhurbaşkanı Leonid Kuçma ve AGİT temsilcisi Heidi Tagliavini temmuz sonunda bir araya gelmiş, ancak görüşmeden sonuç alınamamıştı. Rusya-Ukrayna-AGİT ve Rusya-Ukrayna AB temas gruplarının yakın zamanda  yeniden bir araya gelmesi bekleniyor. 12 Eylül’e kadar tarafların  hem AB-Ukrayna ortaklık anlaşmasının uygulanmasından doğacak sorunlar, hem de Ukrayna’daki durumla ilgili önerilerini hazırlaması gerekiyor.
Lukaşenko, Ukrayna-AB-Gümrük Birliği görüşmelerinin bir sonraki adresinin de Minsk olmasını önerdi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ise liderleri kendi ülkesine davet etti.  Poroşenko, görüşmelerin sürmesi önerisini kabul etti, ancak uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi: “Kiev ekonomik diyaloga hazır,  ama bu diyalogun sadece ve sadece pragmatik düzeyde, siyasi baskı uygulamadan yürütülmesi gerekiyor”.
Doğalgaz görüşmeleri başlayacak
Putin-Poroşenko görüşmesinde iki ülke arasındaki doğalgaz çıkmazı da görüşüldü. Putin, bu konuyla ilgili görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda anlaştıklarını söyledi. Sorunun çok ciddi olduğunu vurgulayan Rusya lideri buna rağmen görüşülmesi gerektiğini vurguladı. Putin, Ukrayna’nın doğalgaz konusunda imtiyaz istediğini, ancak Kiev’in Tahkim Mahkemesine başvurması nedeniyle bunun mümkün olmadığını bildirdi. Rus lider “Bu şartlarda hatta biz istesek de, indirim yapamayız” diye  sorunun kendilerinden kaynaklamadığını vurgulamayı da unutmadı.  
AB, Ukrayna ve Rusya arasında doğalgaz görüşmelerinin 6 Eylül’de yapılması planlanıyor.
Temel sorun çözülmeden uzlaşma zor
Özetlemek gerekirse, iki lider iki ülkeyi ilgilendiren tüm konuları konuştu ve diyalog kapılarını açık bıraktı.  Ancak sorunların çözümü yönünde somut bir açıklama gelmedi. Minsk görüşmesinin tek önemli sonucu Poroşenko ile Putin’in bir araya gelmesi. Her ne kadar anlaşma sağlanmasa ve söylemler değişmese dahi, aracısız konuşma hiç konuşmamaktan iyidir.
Ancak şu da bir gerçek:  temel konu çözülmeden – Rusya, Kiev’in stratejik tercihini kabullenmeden, Ukrayna’nın güneyindeki ayrılıkçılara desteğini kesmeden veya tam tersi -  Ukrayna Rusya’nın taleplerini yerine getirmeden diğer konularda kalıcı anlaşma sağlamak çok zor….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara