19 Eylül 2013 Perşembe

Çubarov Kırım Tatarlarının sorunlarını TRT Türk’e anlattı

Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşmasını imzalayacağı tarih yaklaşıyor. Ermenistan’ı anlaşmanın imzalanmasına iki buçuk ay kala Avrupa Birliği’nden kopararak Gümrük Birliği’ne üyeliğe ikna eden Rusya, Kiev’e yönelik baskıları da sürdürüyor.  




Moskova, bir taraftan Ukrayna’ya yönelik ekonomik baskıları arttırırken, diğer taraftan da etnik sorunları kullanarak gerilim yaratmaya çalışıyor.  Bu gerilimin hedefinde ise Kırım Tatarları var.  Rusya, 1944 yılında doğduğu topraklardan sürülen ve  yalnız Sovyetler Birliğinin yıkılmasının ardından bir kısmı geri dönebilen Kırım Tatarları bir taraftan Ukrayna hükümetinden kendi hak ve hukuklarını talep ederken, bir taraftan da Rusya’nın yarımadadaki çeşitli provokasyonları ile baş etmeye  çalışıyor.

Kırım’da Rus provokasyonu

Son dönemde Rus ve Ukrayna basınında Kırım Tatarlarının toplu halde Suriye’de savaşa katıldığına ilişkin haberler yer alıyor.  Özellikle Rus basını Hizbut Tahrir örgütü taraftarı olan binlerce Kırım Tatarının Suriye’de savaştığını iddia ediyor. Bu iddialar  göre, Kırım Tatarlarının amacı Suriye’de savaş tecrübesi elde etmek ve Kırım’da savaş çıkartmak.

Kırım Tatar Meclisi Başkanı Mustafa Cemiloğlu  konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu iddiaları yalanladı. Cemiloğlu,  Kırım’da bazı tatarların gerçekten Suriye’ye gittiğini, ancak birincisi, bunların sayısının parmakla sayılabilecek kadar az olduğunu, ikincisi, Kırım Tatar Meclisi ile alakası olmayan insanlar olduğunu söyledi.  Cemiloğlu, Meclis’in Kırım Tatar halkının Suriye’ye gitmesini istemediğini,  ancak Hizbut Tahrir’in Meclis’e dahil olmayan Müslümanlar arasında propaganda yaptığını bildirdi.

Anti-Tatar histerisi mi, yoksa Ukrayna’yı AB’den koparma planı mı?

Konuyu araştıran Ukrayna’nın delo.ua internet sitesi, Rus basınında yer alan iddiaların Ukrayna ile AB arasında ortaklık anlaşmasının imzalanması öncesinde ortaya atılan provokasyon olduğu sonucuna vardı. Siteye konuşan Kiev merkezli Ortadoğu Araştırmalar Merkezinin Direktörü İgor Semivolos, binlerce Tatarın Suriye’ye gitmesi haberinin sıradan bir Anti-Tatar histerisi olduğunu söyledi. Semivolos’a göre, Rusya’da ve Ukrayna’da Tatar’ları Kırım için tehlike olarak göstermeye çalışan çok sayıda insanın olduğunu vurguladı ve Rusya’nın bunu kullandığını bildirdi: “Rusya sürekli olarak Kırım Tatarları ile ilgili korku uyandıracak haber arayışı içerisinde.  Bu enformasyon savaşı Kırım’ı sürekli gerilim içerisinde tutmak açısından Rusya’ya lazım. Rus propagandasının etkisi altında olan Kırım’ın Rusça konuşan nüfusuna sürekli terör saldırısı veya savaş korkusu empoze  ediliyor.  Moskova sürekli onları tek kurtarıcılarının Rusya ve Karadeniz Filosu olduğuna, geri kalanların ise Rusları satacağına ve savunmayacağına inandırmaya çalışıyor. Bu, insanları korku yoluyla Kremlin etrafında birleştirme politikası…”

“Kimse Kırım Tatarlarını Ukrayna’nın Avrupa’ya entegrasyonuna karşı kullanamaz”

Stratejik Danışmanlık Şirketi Berta Communications direktörü Taras Berezovets ise delo.ua’ya yaptığı açıklamada Rusya’nın yaptığı Kırım merkezli enformasyon savaşının amacının Ukrayna’nın AB ile anlaşma imzalanmasına engellemek olduğunu savundu. Berezovets’e göre, Rusya Kırım’da desteğe sahip olduğu Kırım ve Zakarpatye bölgelerinde gerilim ocağı oluşturmaya çalışıyor: “Bu nedenle Kırım’da özel olarak Rus istihbarat ve politika uzmanları aktif çalışmalar yapıyor.  Onların amacı Kırım’ın Rus ve Tatar nüfusu arasında gerilim alanı oluşturarak  istikrarı bozmak”.  Ukraynalı uzmana göre, Moskova bu provokasyonlar sayesinde Avrupa’nın Ukrayna gibi istikrarsız bir ülkeyi kendi içine kabul edip-etmeme konusunu yeniden gözden geçireceğini sağlayabileceğini düşünüyor.

İlginçtir, Rus basını da Kırım Tatarlarının sorunlarının Avrupalılar tarafından kullanıldığını iddia ediyor.  Rusların iddiasına göre, bazı Avrupalı politikacılar Kırım Tatarlarının sorunlarını kullanarak Ukrayna’nın AB ile görüşmelerine zarar vermeye çalışıyor.  Ancak gerek Ukrayna’daki sağduyulu politika uzmanları, gerekse de Kırım Tatarları bu iddianın absürt olduğu görüşünde.

Rus Nezavisimaya Gazeta’ya konuşan Gardarika Danışmanlık Şirketi Başkanı Konstantin Matvienko’ya göre, Kırım’da gerilim yaratmak sadece Rusya’nın işine geliyor: “Kırım Tatarları kendi topraklarına dönüşleri sırasında çok sayıda zor sorunlarla karşılaştılar. Bu sorunların bir kısmı çözülüyor, bir kısmının çözülmesi gerekiyor.  Bu da yeni sorunlar yaratıyor. Bunlar medeni çerçeveleri aşmayan sorunlar.  Ancak dışarıdan bazıları Kırım Tatarlarının sabrını taşırmak için onları provoke etmeye çalışıyor”.

Delo.ua’ya açıklama yapan Ukrayna Politik Analiz ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Direktörü Sergey Tolstov da benzer görüşte: “Hiçbir güç her hangi terör eylemi veya çatışma yoluyla Kırım Tatarlarını Ukrayna’nın Avrupa’ya entegrasyonuna karşı kullanamaz. Belli ki birileri istikrarı bozmak için zayıf nokta arıyor. Kırım Tatar sorunu Ukrayna için kontrol edilmesi zor bir sorun. Ancak makro politik meseleler söz konusu olunca böyle bir sorun yok. Tatarlar Kırım nüfusunun üçte birini bile oluşturmuyor. Öte yandan, Kırım tatarlarının büyük çoğunluğu yeterince barışçıl insanlar ve böyle provokasyonlara prim vermezler”.

Kırım Tatarlarının umudu Avrupa’ya entegrasyon

Peki, tüm bu konularla ilgili Kırım Tatarlarının temsilcisi statüsünde olan Meclis’in görüşü ne? TRT Türk Artı,  konuyu Kırım Tatar Meclisi Başkan Yardımcısı Rıfat Çubarov’la değerlendirdi. Rıfat Çubarov’un anlattığına göre,  şu an Kırım Tatarlarının en büyük isteği  Ukrayna’nın Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşmasını imzalaması. Çünkü Kırım yarımadasında sayısı 280 bini bulan ve  Özerk Cumhuriyetin nüfusunun %15’ni oluşturan Tatarlar, kendi sorunlarının ancak bağımsız, demokratik ve Avrupa’ya entegre olunmuş bir Ukrayna içerisinde çözülebileceğine inanıyor.

Rıfat Çubarov, Kırım Tatarlarının kendi topraklarına döndükten sonra karşılaştığı sorunların büyük çoğunluğunun halen çözülmediğini söylüyor: “Söz bol, hep söz veriyorlar. Ancak Kırım Tatarlarının haklarını koruyan yasalar yok.  Yeni kasabalar inşa edildi ve o kasabalarda 2-3 bin ile 50-60 bin Kırım Tatarı yaşıyor. Ancak o yerleşim birimlerinde doğru-dürüst okul yok, elektrik yok, su yok. Bunları sağlamak için bütçeden para ayrılması gerekiyor, ancak hükümet bu parayı ayırmıyor”.

Çubarov: “Kırım’da etnik Rus cumhuriyeti mevcut”

Gerçi Ukrayna hükümeti, Kırım Tatarları için gerekenin yapıldığını iddia ediyor.  Ukrayna Dışişleri Bakanlığının Batılı ülkeler için hazırladığı rapora göre,  1991 senesinden itibaren Kırım Tatarlarının kendi topraklarına yerleştirilmesi için bütçeden  157 milyon dolar harcandı. Raporda, 2012 senesinde Kırım Tatarlarının ev yapması için ayrılan arsa hacminin Kırım’da ev yapımına müsait olan arsaların %17,1’ni oluşturduğu bildirildi. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, 2013 yılında Kırım’da Tatar dilinde eğitim veren 15  okul olduğunu kaydetti ve Kırım Tatarlarının ayrımcılığa maruz kaldığına ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Kırım Tatarları ise Ukrayna hükümetinin bu açıklamalarını kabul etmiyor. Rıfat Çubarov’a göre, Kırım Özerk Cumhuriyetinde aslında etnik bir Rus Cumhuriyeti mevcut: “Kırım’da nüfusun %58’ni Ruslar oluşturuyor. Bu Ruslara Moskova’nın da ciddi desteği var. Öte yandan, biliyorsunuz, Kırım’da Rusya’nın deniz filosu bulunuyor. Moskova bu nedenle de Kırım’a özel önem veriyor ve sürekli burayı kontrol altında tutmaya çalışıyor. Sürekli buradaki Ruslar için yatırım yapıyor, ekonomik olarak onları destekliyor. Rusya yasaları, diğer ülkelerde yaşayan Rus topluluklarına da yardım fırsatı veriyor. Moskova bu yasaları kullanarak Kırım’da medeni–kültürel yardım adı altında paramiliter örgütler oluşturuyor,  Rus gençleri herhangi bir çatışma olasılığına karşı eğitiyor”.

“Moskova Kırım Tatarlarını Ukrayna’ya düşman gibi göstermeye çalışıyor”

Kırım Tatar Meclisi Başkan Yardımcısı,  Moskova’nın Kırım Tatarlarını düşman olarak gördüğünü söylüyor: “Aslında Moskova genel olarak baktığımızda, Ukrayna’nın bağımsızlığını, kendisinden uzaklaşmasını istemiyor. Bu nedenle  Kırım Tatarlarını Ukrayna’ya düşman gibi göstermeye çalışıyor. Nedeni de çok açık –  Rusların Kırım üzerinde herhangi bir hak sahibi olmadığını söylediğimiz için bizi düşman olarak görüyorlar. Moskova, Kırım’da Tatarların güçlenmesini istemiyor ve sürekli Kırım Tatarlarının güçlenmesi durumunda bağımsızlık talep edecekleri gibi iddiaları empoze etmeye çalışıyor. Oysa Kırım Tatarları olarak bizler Ukrayna’nın bağımsız, güçlü ve demokratik bir devlet olmasını istiyoruz. Bizim sorunumuz Ukrayna’nın bağımsızlığını kazandıktan sonra yolunu belirleyememesi, Brüksel ile Moskova arasında gidip-gelmesi. Kasım’da Litvanya’da imzalanacak Ukrayna-AB anlaşmasıyla buna bir son verileceğini umuyoruz.  Bu nedenle de AB ile anlaşmayı destekliyoruz. Çünkü Ukrayna ne kadar demokratik ve ne kadar bağımsız olursa, Rusya’ya bağımlılığı ne kadar azalırsa,  Kırım Tatarlarının kendi haklarını savunması da o kadar kolay olacak”.

Öte yandan Çubarov’a göre, AB ile ortaklık anlaşması Kırım’daki Rus etkisini da kıracak: “Aslında sorun Ruslar değil, Rusya. Yani Moskova’nın politikaları. AB ile ortaklık anlaşmasının imzalanması durumunda Moskova’nın Kırım’daki politikaları da eskisi kadar etkili olamayacak”.

Kırım Tatarları uluslararası konferans talep ediyor

Ancak sorun sadece Moskova’nın provokasyon politikaları da değil. Kırım Tatar Meclisi yöneticilerine göre, Ukrayna iktidarı da Kırım Tatarlarının sorunlarını ya görmezden geliyor, ya da anlamıyor.  Kırım Tatarlarının bu sorunlara çözüm olabilecek yasa tasarıları ya parlamentodan geri dönüyor, ya da gündeme alınmadan rafa kaldırılıyor. İşte bu nedenle de Kırım Tatarları Avrupa kurumları başta olmak üzere Batı’dan yardım istiyor. Rıfat Çubarov, Kırım dışında vatanı olmayan halkların sorunların çözümü için Tatarlara da, Ukrayna’ya da uluslararası toplumun yardım etmesi gerektiğini söylüyor. Kırım Tatarlarına göre, bunun için atılması gereken ilk adım bir uluslararası konferansın düzenlenmesi.  Kırım Tatar Halkının haklarının geri verilmesi konulu uluslararası forum için AB, AGİT, Avrupa Konseyi ile ön görüşmeler bile yapılmış. Temmuz ayında Kırım Tatar Meclisi Başkanı Mustafa Cemiloğlu Avrupa Birliği’nin genişlemeden ve komşuluk politikalarından sorumlu komiseri Stefan Füle’ye mektup yazarak bu konuda destek istemiş.  Bu mektubun ardından Avrupa kurumları Kırım Tatarlarının sorunları ile daha yakından ilgilenmeye başlamış.

Rıfat Çubarov, Avrupa’nın  uluslararası forum önerisini desteklediğini söylüyor. Ancak sorun şu ki, Kiev uluslararası forum konusunda isteksiz: “Şimdiye kadar yaptığımız müracaatlara hiçbir cevap verilmiyor. “Evet” veya “hayır”  demiyorlar, bilerek uzatıyorlar. “Biz kendimiz gerekeni yapıyoruz, yapacağız” diyorlar.  Bu forum gerçekleşirse, Kırım Tatar halkının sorunlarının çözümü için özel bir fon oluşturulması ve yaklaşık 100 milyon Euro yardım yapılması söz konusu.  Eğer başka bir konu olsaydı, Ukrayna iktidarı hemen forumu düzenler, parayı alır ve Avrupalılara da teşekkür ederdi. Ancak Kırım Tatarları söz konusu olduğu için herhangi bir adım atılmıyor”.

Kırım Tatar Meclisinin yasal statüsü olmalı

Bu konu, yarın Simferopol’de AB komiseri Stefan Füle’nin katılımıyla tartışılacak.  AB Komiseri, Yalta Konferansı çerçevesinde Kırım’da bulunuyor. Yarın Füle, Ukrayna Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kırım Özer Cumhuriyeti yöneticileri ve Kırım Tatar Meclisi yetkilileri ile bir görüşme yapacak. Rıfat Çubarov’un verdiği bilgiye göre, Stefan Füle, bu toplantının ardından Kırım Tatar Meclisi yetkilileri ile ayrıca da görüşecek.  Görüşmede uluslararası konferans talebinin yanı sıra, Kırım Tatar Meclisine yasal statü verilmesi konusu da görüşülecek.

Kırım Tatar Meclisinin statüsü konusu son dönemde uluslar arası kuruluşların ve Batılı devletlerin de gündeminde.  Geçtiğimiz ay AGİT’in etnik azınlıklardan sorumlu komiseri Knut Vollebeak  Ukrayna yönetimini halen hukuki statüsü bulunmayan  Kırım Tatar Meclisini tanımaya çağırmıştı.  ABD Dışişleri Bakanlığı ise Ukrayna hükümetinin Kırım Tatarlarının seçilmiş organı olan Meclisi görmezden geldiğini belirterek eleştirilerde bulunmuştu. Raporda, Ukrayna yasalarının bölgesel parti kuruculuğuna izin vermediği, Kırım Tatarlarının ulusal parti ve bloklara katılmak zorunda kaldığı, kendilerini temsil eden siyasi organa sahip olamadıkları bildirilmişti. ABD Dışişleri Bakanlığının raporunda 2010 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Kırım Tatarlarına yönelik ayrımcılığın arttığı da kaydedilmişti.

Ancak Kiev, Kırım Tatar Meclisini tanımayı kesinlikle reddediyor. Daha doğrusu, Ukrayna hükümeti, Kırım Tatar Meclisine sivil toplum kuruluşu statüsü vermeyi öneriyor, aksi takdirde Meclis’in tanınmasının Kırım’da iki başlı yönetimle sonuçlanacağını bildiriyor.  Kırım Tatarları ise bunu kabul etmiyor. Rıfat Çubarov, Kırım Tatarlarının Kırım’dan başka vatanı olmayan bir topluluk olduğunu,  bu nedenle Ukrayna devleti ile bir diyalog mekanizmasının olması gerektiğini bildiriyor: “Kırım Tatarlarının iradesini devlette kimse temsil etmiyor.  Oysa Kırım Tatarlarının Kurultay tarafından seçilmiş bir Meclisi var. Biz STK değiliz, halk tarafından seçilmiş bir kurumuz.  Bu nedenle de devlet tarafından Meclis’in tanınması gerekiyor.  Bu da ayrı bir yasa ile mümkün olabilir. Biz hatta bu yasa tasarısını da parlamentoya sunduk, ancak gündeme alınmadı.  BM’nin 2007 senesinde kabul ettiği milletlerin haklarıyla ilgili deklarasyona göre, bizim böyle bir hakkımız var. Eğer Kırım Tatar Cumhuriyeti diye bir ülke olsaydı, buna gerek olmazdı. Ancak böyle bir devlet yok. Bu nedenle biz kurultayımız tarafından seçilmiş Meclis’in bizimle ilgili kararların alınmasında söz hakkının olmasını talep ediyoruz”.

Rıfat Çubarov, Stefan Füle ile görüşmeden bu taleplerle ilgili hangi sonuçların çıkacağı konusunda görüş belirtmek için acele etmemek gerektiğini düşünüyor: “Onu yarın göreceğiz. Ancak bizim için çok daha önemli olan Ukrayna’nın AB ile anlaşmayı imzalaması. O anlaşmayla Ukrayna kendi yolunu seçmiş olacak.  Yolunu seçmiş ve doğru yönde seçmiş bir Ukrayna’da Kırım Tatarlarının sorunlarının çözümü daha kolay olacak”.

Kırım Tatar Meclisi yeni başkan seçecek

Bu arada,  önümüzdeki günlerde Kırım Tatar Meclisinde de hareketlilik  söz konusu olacak. Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Cemiloğlu, Meclis Başkanlığından ayrılmaya, yerini gençlere bırakmaya hazırlanıyor.  Kırım Tatarları, yeni Meclis Başkanının ve üyelerinin kim olduğuna 26-27 Ekim’de karar verecek. Rıfat Çubarov, Kurultayın kendileri için zor olacağını söylüyor: “Çünkü Mustafa Ağanın nüfuzu o kadar fazla ki, kimse onun Meclis Başkanlığından gitmesi fikrini yakınına bile bırakmak istemiyor. Mustafa Cemiloğlu her zaman bizim liderimiz, o ayrı, ancak Meclis Başkanı olarak da kalmasını istiyoruz. Onu ikna etmeye çalışıyoruz. Bu konuda son noktayı da Mustafa Bey'in sözü koyacak. Şimdilik Mustafa Bey Meclis Başkanlığından ayrılmakta ısrarlı görünüyor.  Başkanlıktan ayrılıp, yapılan işlere dışarıdan destek vereceğini söylüyor. Ancak daha kurultaya zaman var. Mustafa Bey gidecekse, kurultayın kimi seçeceği konusunda bir  şey söylemek zor. Ancak yetişkin insanlar az değil, bunu söyleyebilirim”…

Gönül Şamilkızı 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara