4 Eylül 2014 Perşembe

Herkesin kendi "barış"ı

Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko yarın saat 14:00'da antiterör operasyonları bölgesinde ateşkes emri vereceğini açıkladı. Galler'de düzenlenen 26.NATO zirvesine katılan Poroşenko gazetecilere yaptığı açıklamada Donbass bölgesindeki krizin çözümü için barış planı hazırladığını da söyledi. Ukrayna Cumhurbaşkanının planının yarın Belarus başkenti Minsk'te düzenlenecek temas grubu toplantısında görüşülmesi bekleniyor.

Poroşenko'nun açıklamasından önce Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi sözcüsü Andrey Lısenko Cumhurbaşkanı'nın kendi "barış planı"nı hazırladığını açıklamıştı. Lısenko'nun bildirdiğine göre, Poroşenko'nun planı iki taraflı şekilde ateşe son verilmesini, Ukrayna'da bulunan bütün yabancı askeri güçlerin ülkeyi terketmesini, tampon sınır bölgesinin oluşturulmasını ve iki taraftan da rehinelerin serbest bırakılmasını öngörüyor. 
Bugün Donetsk'deki ayrılıkçılardan da ateşkes açıklaması geldi. Sözde Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin sözde başkanları Aleksandr Zaharçenko ve İgor Plotniskiy ortak açıklama ile yarın Poroşenko ile aynı saatte ateşin durdurulması için emir vermeye hazır olduklarını bildirdiler. Ancak ayrılıkçıların açıklamasında bir de şart yer aldı: "Anlaşma sağlanırsa ve Ukrayna temsilcileri siyasi çözüm planını imzalarsa..."  Ayrılıkçıların siyasi çözüm planından kastının ne odluğu henüz açıklanmadı...
Poroşenko ve ayrılıkçılardan bir gün önce de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’nın doğusunda yaşanan krizin çözümüne ilişkin 7 maddelik “istikrar planı”nı açıklamıştı. Putin, Poroşenko ile krizin çözümü konusunda “çok yakın görüşlere” sahip olduklarının altını çizerken  planının ilk maddesinin  Ukrayna’nın doğusunda akan kanın durdurulması ve tansiyonun düşürülmesi için ilk olarak ordu birlikleri ve ayrılıkçıların karşılıklı operasyonlara son vermesini öngördüğünü söyledi.  İkinci adımda, ordu birliklerinin, sivil yerleşim yerlerine güvenli mesafede bulunmalarını teklif eden Putin üçüncü adımda ise Ukrayna’da olası ateşkesin şartları üzerinde tam ve objektif uluslararası gözlem oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Dördüncü maddenin sivil yerleşim bölgelerinde hava operasyonlarının durdurulması olduğunu belirten Rusya Devlet Başkanı, tarafların elinde tuttukları kişileri serbest bırakması ve bölgede insani yardım koridoru açılması dışında son madde olarak ise çatışmaların devam ettiği bölgelerde sivil halkın kışa hazırlanmasına yardımcı olmak için hasar gören yapıların tamir edilmesi önerisinde bulundu.
Putin, Ukrayna’da taraflar arasındaki anlaşmanın, Minsk’te kurulan “temas grubu” çalışmaları kapsamında 5 Eylül’de düzenlenecek toplantıda sağlanmasını umut ettiğini belirtti.
Dolayısıyla, görünüşe bakılırsa, yarın Misnk'te bir kaç çözüm planı görüşülecek.  Anlaşma sağlanacak mı, söylemek zor. Çünkü Rusya, Ukrayna'daki çatışmada taraf olmadığını iddia ederek sadece aracı olduğunu bildiriyor. Putin'in "istikrar planı"ndan da görüldüğü üzere, Moskova, Ukrayna'daki çatışmada her hangi rolünün olduğuna dair iddiaları reddediyor.  Dolayısıyla, Kremlin'in Poroşenko'nun planında yer alan "yabancı askeri güçlerin çıkması" maddesini kabul etmeyeceğini ve Kiev'in ayrılıkçıları taraf olarak kabul etmesi ısrarını sürdüreceğini şimdiden söylemek mümkün. 
Kiev ise Rusya'nın çatışmanın tarafı olduğu görüşünde ve Rusya sınırı kapatılmadan, ayrılıkçılarla Rusya arasındaki bağlantı kesilmeden sorunun çözümünün mümkün olmadığı inancında. Öte yandan, Ukrayna yönetimi Rusya'nın anlaşmaları kolayca ihlal etme geleneğinden yola çıkarak, bu planın da yaptırımlardan kaçmak için göz boyama olduğunu düşünüyor. Özellikle de son bir haftada Ukrayna'da Rus askeri güçlerinin varlığına, Ukrayna'dan Rusya'ya gelen cesetlere ve yaralılara ilişkin kanıtların atmasıyla şimdiye kadar "Ukrayna'da bir askerimiz bile yok" propagandası yapan Kremlin'i zor duruma düşürüyor.  Putin'in son günlerdeki "barışçıl" görünümünün hem de bununla ilgili olduğu kanaatini  çoğu uzmanlar paylaşıyor. 
Ayrılıkçılar cephesine gelince... Donbass'da bulunan ayrılıkçılar Rusya'nın resmi retoriğinden farklı olarak "Novorossiya"nın bağımsızlığında ısrar ediyor. Kiev'in bunu kabul etmesi mümkün değil. En azından şu an için Rusya'nın da "Novorossiya"nın bağımsızlığını kabul etmek gibi bir planı yok. Çünkü böyle bir karar Kremlin'in manevra alanını daraltır ve Donbass'daki oyunu bitirir. Moskova'ya "Donbass'da ezilen Ruslar ve faşist Kiev" oyununun devam etmesi lazım. Bu nedenle ayrılıkçıların bağımsızlık taleplerine tepkisiz kalınıyor, işgalle tehdit edip, maksimum siyasi sonuç elde etme taktiği yürütülüyor.  Daha iki gün önce Putin'den Novorossiya'nın bağımsızlığını tanımasını talep eden ve Kiev'le yalnız bağımsız bir devlet olarak konuşabileceklerini söyleyen Zaharçenko'nun bugünkü "ateşkese hazırız" açıklamasını da Kremlin'in uyarısının sonucu olarak değerlendirmek mümkün.  Öte yandan, "barışa hazırız" açıklamasının yapıldığı bugün bile Rusya destekli ayrılıkçılar Ukrayna'nın doğusunda saldırıları sürdürüyor. Ayrılıkçıların Donbass'ın güneyindeki Mariupol kentine doğru ilerlediği, şehri ele geçirmeye çalıştığı haber veriliyor. Mariupol, Azak denizi sahilinde bulunan, coğrafi-stratejik öneme sahip bir kent. İlk Minsk zirvesi öncesinde ayrılıkçılar Rusya askerlerinin yardımıyla Mariupol yakınındaki Novoazovsk kentini ve stratejik öneme sahip Saur Mogila yüksekliğini ele geçirmişlerdi. Yarın ise Minsk'te  "barış planları" Mariupol saldırısı fonunda görüşülecek. 
Özetle, yarın Minsk'ten çözüm çıkacağını söylemek yine çok zor. Daha önce olduğu gibi...
Bu arada, yarın Avrupa Birliği'nin de Rusya'ya yönelik yeni yaptırım paketini  açıklaması bekleniyor. Brüksel'in açıklamayı akşama doğru yapması planlanıyor. O saate kadar ise Minsk görüşmesinin sonuçları belli olacak. O sonuçlar Brüksel'in tonunu etkileyecek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara