“Sen bizimsen, bizimsen, durdukça bedende can,
Yaşa, yaşa, çok yaşa, ey şanlı Azerbaycan…”
Çok yaşasın, hür yaşasın diye ömrünü verdiği
Cumhuriyet kurulduğunda O, daha 34 yaşındaydı.
Kendisi gibi genç, bilgili ve vatansever bir
kadroyla yıllarca o güne hazırlanmışlardı.
“Sen bizimsen, bizimsen, durdukça bedende can,
Yaşa, yaşa, çok yaşa, ey şanlı Azerbaycan…”
Çok yaşasın, hür yaşasın diye ömrünü verdiği
Cumhuriyet kurulduğunda O, daha 34 yaşındaydı.
Kendisi gibi genç, bilgili ve vatansever bir
kadroyla yıllarca o güne hazırlanmışlardı.
Artık tarihte Azerbaycan Cumhuriyeti adında bir devlet vardı ve bu, Mehmet Emin Resulzade ile yol arkadaşlarının en büyük eseriydi…
Takvim 27 Nisan 1920’yi gösterdiğinde bu muhteşem
eser, işgalci Rusya’nın eliyle rafa kaldırıldı.
Azerbaycan, onu bağımsız görmek isteyenlere dar edildi.
Komünist vahşetinden kurtulamayan yüzlerce, binlerce
insan o karanlık
günlerde ya mezara, ya hapishaneye, ya da muhacerete göç etmek
zorunda kaldı.
Mehmet Emin, hapis, sürgün, ölüm tehlikelerini
atlatıp 1922 senesinde Türkiye’ye geldiğinde Azerbaycan istiklaline gönül
vermiş muhacirleri darmadağın halde bulmuştu.
Fakat karamsarlık yoktu O’nun karakterinde, zora
teslim olmayı sevmezdi.
Hemen harekete geçti, 27 Nisan 1924’te Azerbaycan
Kurtuluş Mücadelesinin ilk ocağı olan Azerbaycan Milli Merkezi’ni kurdu.
İstanbul’da kurulan Milli Merkez kısa sürede
muhacirlerle ilgili bilgileri bir araya getirerek onlar arasında irtibat
kurmaya başladı.
1920’li yılların sonlarına gelindiğinde Azerbaycan
Milli Merkezi’nin bağımsızlık mücadelesi tüm Türkiye’de duyulur olmuştu.
Sovyet rejiminin bitmeyen baskıları sonucu Resulzade
Türkiye’yi terk ederek Polonya’ya gidince de bu faaliyetler tek bir gün dahi
aksamamış, hatta Milli Merkez, sınırları aşarak Avrupa’da Sovyet karşıtı
faaliyetlerde Azerbaycan’ı temsil etmeye başlamıştı.
1947 senesinde yeniden Türkiye’ye döndüğünde daha
önce ektiği tohumları yeşermiş bulmuştu Mehmet Emin.
Artık hepsi birer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olan, ancak bağımsız Azerbaycan sevdasını da kalbinde yaşatan büyük bir
kalabalık vardı etrafında.
Azerbaycan’ın yeniden bağımsızlığına kavuşması
umuduyla Ruslara karşı Almanya saflarında savaşıp geri dönen ve Rusya’ya iade
edilmekten kurtulmayı başaran yeni bir muhacir grubu daha katılmıştı o
kalabalığa.
Mehmet Emin, her zaman yaptığı gibi arkadaşları ile
istişare ederek kararını vermişti – Milli Merkez’in yanında resmi olarak dernek
statüsünde bulunan bir kuruluş daha tesis edilecekti.
Siyasi mücadeleye kültürel
bilinci de eklemekti büyük liderin amacı…
İşte, işgal altındaki Azerbaycan’a umut, gurbetteki
Azerbaycan’a ocak olan Azerbaycan Kültür Derneği böyle doğdu…
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yurtdışında eğitime gönderdiği öğrencilerden İsmail Saryal, muhacirlerden Aziz Alpaut, Mehmet Altunbay ve gazeteci Nureddin Ardıçoğlu ilk faaliyetleri başlattı.
İsmail Saryal ve eşi Helena (Leyla) Hanım
1 Şubat 1949’da Doktor Hamit Ataman, Doktor Aziz
Alpaut, Mehmet Altunbay’ın kuruculuğu ile Azerbaycan Kültür Derneği çalışmalarına
başladı. Derneğin kuruluş aşamasında en büyük yük kurucularla birlikte Feyzi
Aküzüm ve Kurban Biter’in üzerindeydi...
Türkiye’yi kendine ikinci vatan seçen
Azerbaycanlılarla Türk Dünyasına gönül vermiş Karslı Yüksel Tahsil Talebelerine
Yardım Cemiyeti üyelerinin gayretleri sonucu ilk kurultay gerçekleşti.
Azerbaycan Kültür Derneği başkanlığına Doktor Hamit
Ataman seçildi. Aziz Alpaut Başkan Yardımcısı, Feyzi Aküzüm Genel Sekreter,
Enver Roman Muhasip üye oldu. Mehmet Altunbay, Ahmet Karaca gibi genç kadrolar
da kuruluşta görev aldı. Mehmet Emin Resulzade derneğin fahri başkanı seçildi…
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yurtdışında eğitime gönderdiği öğrencilerden İsmail Saryal, muhacirlerden Aziz Alpaut, Mehmet Altunbay ve gazeteci Nureddin Ardıçoğlu ilk faaliyetleri başlattı.
İsmail Saryal ve eşi Helena (Leyla) Hanım |
1 Şubat 1949’da Doktor Hamit Ataman, Doktor Aziz Alpaut, Mehmet Altunbay’ın kuruculuğu ile Azerbaycan Kültür Derneği çalışmalarına başladı. Derneğin kuruluş aşamasında en büyük yük kurucularla birlikte Feyzi Aküzüm ve Kurban Biter’in üzerindeydi...
Doktor Hamit Ataman |
Feyzi Aküzüm, Ahmet Karaca, Kurban Biter |
Mehmet Altunbay |
Soldan ikinci Enver Roman |
Ulus Anafartalar caddesi üzerindeki Vakıf İş Hanında
bulunan 324 nolu oda Azerbaycan Kültür Derneği’nin ilk ofisi oldu.
Mehmet Emin
Resulzade her hafta toplantılara katılıyor, görüşlerini açıklıyordu.
Artık Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin siyasi
mirasının taşıyıcısı Milli Merkez’in yanı sıra yok edilmeye çalışılan tarihin
ve kültürün koruyucusu olan bir ocak daha vardı.
Azerbaycan Kültür Derneği, ilk ses getiren
toplantısını 28 Mayıs 1949’da yaptı.
Azerbaycan istiklalinin kuruluş
yıldönümünde Ankara Halkevi Binasında “Azerbaycan’ın Kültür Gelenekleri” adlı
konferans verildi. Konuşmacı Mehmet Emin Resulzade’ydi.
Azerbaycan tarihini,
kültürünü anlattığı konuşmasını “Sonunda zafer üç renkli istiklal bayrağının,
Milli Azerbaycan Türk Demokrasi Kültürünündür” diye tamamladı o gün büyük
lider…
Sonrasında iki konferans daha verdi Ankara’da.
Hayatlarını Azerbaycan’a adamış Mirze Bala, Abdülvahap Yurtsever, Kerim Oder,
Ahmet Caferoğlu gibi arkadaşlarını da konferanslar vermeye teşvik etti.
Azerbaycan tarihini, kültürünü, ekonomisini, coğrafyasını, edebiyatını
anlattılar, ama ana vurguları hep istiklal oldu…
Takip eden yıllarda Azerbaycan Kültür Derneği,
Azerbaycan’a aidiyet duygusu taşıyan herkesin ocağına çevrilmeyi başardı.
28 Mayıs İstiklal Günü, 15 Eylül Bakü’nün kurtuluşu
günü ve 12 Ocak Azerbaycan Cumhuriyeti’nin dünya devletleri tarafından
tanınması günü balolarla, gecelerle kutlanıyor, Azerbaycan’da unutturulan üç
renkli bayrak salonları süslüyor, çocuklara Azerbaycan Milli Marşı
okutuluyordu.
Azerbaycan’ın Sovyet Ordusu tarafından işgal edildiği 27 Nisan’da
ise derin bir hüzün çöküyordu o coşkulu kalabalığın üzerine. İşgal telin ediliyor, “bir gün Azerbaycan
yine bağımsız olacak” umudu ise o hüzne rağmen hiç tükenmiyordu…
1952 senesinde dernek faaliyetlerini daha çok duyurmak ve kalıcı hale getirmek için Azerbaycan Türk Kültür Dergisi yayına başladı.
1 Nisan’da Doktor Ahmet Yaşat’ın redaktörlüğünde ilk
sayısı çıkan derginin kapağında Azerbaycan haritası vardı. Derneğin amacı ise
sönmeyen bir meşale ile açıklanıyordu…
Azerbaycan Dergisi tüm Türkiye’de Azerbaycan
sevdasını yaşatanların umut ışığı oldu.
Azerbaycan Kültür Derneği, bugün hem Resulzade ve
dava arkadaşlarının, hem de Azerbaycan muhaceretinin faaliyetlerini araştırmak
isteyenler için en önemli kaynak niteliği taşıyan derginin yanı sıra
yayınladığı 57 kitapla da tarihe imzasını attı.
“Demir perde” yıllarında Türkiye radyo ve televizyon
kanallarına Azerbaycan müziğini ilk getiren de, Türkiye’de Nevruz’u coşkulu
toplantılarla kutlayan da, kurduğu sayısız ekiplerle Azerbaycan dansını yaşatan
da, Sovyet İttifakı’nın yaşadığı günlerde Ankara’da 23 Nisan şenliklerinde
Azerbaycan ekibini üç renkli bayrakla sahneye çıkartan da yine Azerbaycan
Kültür Derneği idi…
Dernek, 1950’li yıllardan itibaren Güney
Azerbaycan’ın da sesi oldu. Güney’den öğrenim için Türkiye’ye gelen yüzlerce
öğrenciye kapılarını açtı.
6 Mart 1955 senesinde Mehmet Emin Resulzade, Ankara’da ebediyete göç etti.
İzdihamlı bir törenle Ankara Cebesi Asri Mezarlığında defnedildi büyük lider.
Azerbaycan Kültür Derneği, geride bıraktığı en önemli emanetlerindendi.
Azerbaycan Kültür Derneği, büyük lider Mehmet Emin
Resulzade’nin diğer emanetleri gibi mukaddes mezarına sahip çıkmayı her zaman
kendine görev bildi.
Resulzade’nin
mezarı 2008 senesinde dernek Genel Sekreteri Tuncer Kırhan’ın üstlendiği proje
ile Anıt Mezar olarak yeniden düzenlendi.
2017 senesinde ise büyük liderin eşi Leyla
Resulzade’nin mezarı Azerbaycan Kültür Derneği’nin girişimiyle, dernek Yönetim
Kurulu üyesi ve Anıtlar Derneği Genel Başkanı
Selçuk Önal’ın desteği ile yeniden yaptırıldı.
90’lı yıllarda Azerbaycan Kültür Derneği, tarihinin
omuzlarına yüklediği ağır yükün bilinci ve sorumluluğu ise yeni bir misyon
edindi.
1988 yılından itibaren Azerbaycan’a gidişleri
başlatarak, çeşitli bilim, kültür, siyaset çevreleri ile ilişkiler kurarak
Türkiye ile Azerbaycan arasında hem de siyasi köprü rolünü üstlendi.
20 Ocak 1990 olayları sırasında Türkiye’de hükümet
yetkililerine durumun vahametini anlatarak ülke çapında eşi görülmemiş
mitingler düzenlenmesini sağladı ve Azerbaycan halkının sesi olmayı başardı. O
günlerde Genel Merkez’in yanı sıra Bursa, Iğdır ve diğer şubelerin düzenlediği
mitingler de büyük ses getirdi…
1991 senesinde Ermeni canilerinin saldırıları sonucu
yaralanan Azerbaycan vatandaşları için Türkiye’de başlatılan ve 250 bin dolar
toplanan yardım kampanyasının öncüsü de Azerbaycan Kültür Derneği idi.
O yıl 50 Azerbaycanlı öğrencinin Türkiye’ye
getirilerek çeşitli üniversitelere yerleştirilmesi ise Azerbaycan Kültür
Derneği’nin büyük vizyonunu ortaya koyan en önemli tarihi olaylar sırasında yerini
aldı.
Devamında dernek daha çok sayıda askeri-sivil
öğrencinin Türkiye’de eğitim görmesine önayak olacaktı…
18 Ekim 1991 senesinde Azerbaycan ikinci kez
bağımsızlığına kavuştuğunda da Azerbaycan Kültür Derneği yine istiklal
savunucularının yanındaydı.
Öncesinde Azerbaycan
Halk Cephesi ile ilişkiler kurulmuş, görüşmeler yapılmış, anlaşmalar
imzalanmıştı.
1992 senesinde Azerbaycan Halk Cephesi lideri
Ebülfez Elçibey ilk demokratik seçimlerde Cumhurbaşkanı seçildi.
Azerbaycan
Kültür Derneği bütün sorumluluğu, bilgi ve birikimi ile yine görev başındaydı.
Dernek Genel Başkanı Cemil Ünal
Toprak Reformu Bakanı, dernek üyesi, Emekli Tuğgeneral Yaşar
Demirbulak ise Cumhurbaşkanı Müşaviri olarak bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti
hükümetine yardım için görevlendirildi.
Ankara’da Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılışında da baş
rolde yine Azerbaycan Kültür Derneği vardı. Azerbaycan Kültür Derneği’nin
vizyon sahibi liderlerinden Mehmet Kengerli, çok sevdiği dava arkadaşı Mehmet
Emin Resulzade’nin emaneti olan üç renkli Azerbaycan bayrağını o açılışta Elçibey’e
takdim etti.
Ardından Resulzade’nin diğer emaneti de vatana döndü
– Müsavat Partisi Azerbaycan’da yeniden faaliyete başladı.
Takip eden yıllarda derneğin eli yine hep
Azerbaycan’ın üzerinde oldu. Azerbaycan’dan gelen herkes derneği kendi ocağı
bildi, burada sorununa çözüm, derdine çare buldu…
Sadece Kuzey Azerbaycan’ın değil, Güney’deki Türkistan’daki,
Kırım’daki, Bulgaristan’daki, Irak’taki, Balkanlar’daki Türklerin de
dertleriyle dertlenen Azerbaycan Kültür Derneği, gerek tekbaşına, gerek kardeş
kuruluşlar ve derneklerle çok sayıda çalışmaya da imzasını attı.
Azerbaycan Kültür Derneği, tarihinin farklı
dönemlerinde üstlendiği misyon gereği siyasi süreçlerde yer alırken kültür
faaliyetlerini de aksatmadan sürdürdü.
Farklı festivallere katılan, birincilikler kazanan
dans ekipleri yetiştirdi, sayısız konserler,
geceler, Nevruz şenlikleri düzenledi.
Yükünü daha çok Dernek Kadınlar Kolu’nun üstlendiği
bu faaliyetler Azerbaycan Kültür Derneği’nin toplumun farklı kesimleriyle
kucaklaşmasını, Azerbaycan kültürünün Türkiye’de yaşatılmasını sağladı.
Dernek, kalabalık bir kadrodan oluşan Halk Dansları
Topluluğu’nun yanı sıra 2018 senesinden itibaren başlattığı koro çalışmalarıyla
halen bu yöndeki faaliyetlerini sürdürüyor…
Doktor Hamit Ataman, Resul Ünsal, Kerim Oder, Ahmet Yaşat, Celal Odelli, Mehmet Kengerli, İskender Aküzüm ve Feyzi Aküzüm’ün başkanlıklarında büyük zorlukları aşarak çok önemli faaliyetlere imza atan Azerbaycan Kültür Derneği, bugün de Genel Başkan Cemil Ünal’ın öncülüğünde çizgisinden taviz vermeden misyonunu devam ettiriyor.
70 yıldır Azerbaycan’la Türkiye arasındaki gerçek bağın gerçek temsilcisi olan bu büyük ocak, Genel Merkez’in yanı sıra Bursa, Turgutlu ve Kocaeli şubelerinin de faaliyetleriyle gücüne güç katıyor.
Gücün eksilmesin,
ışığın azalmasın, sönmeyen meşalemiz!
Nice 70 yıllara, koca
çınar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder